Bu akşam Tuğçe'nin kaldığı hastaneye gittim. Annesi, babası ve dedesiyle tanıştım. Geçmiş olsun deyip, ihtiyaçlarını sordum. Zonguldak'lı gariban bir aile... Hepmi garibanın başına gelir böyle şeyler?
Biçare, üzgün ve bitkinler. Ankara'da tek akrabaları var. Mütevazi ve düşünceli olduklarından, başkasına yük olmayalım diye, hastanede banklarda sabahlıyorlar.
Neyseki Tuğçe'nin babasının patronu, bir tane Ford Transit getirmiş. Gece onun içinde uyuyorlar . Dile kolay, son 20 günü böyle geçirmişler.
Tuğçe için doktorlar ilik bulmuşlar fakat donör Amerika'daymış. Onunda genetiği %90 uyumluymuş.
Uygun kemik iliği yapılmazsa Tuğçe'nin durumu iç açıcı değil. Bu yüzden uygun ilik bulunana kadar, eğer şansı yaver giderse her zaman taze trombosite ihtiyaç duyarak hayatına devam edecek. Bulunmazsa kötü.
Annesinin iki gözü iki çeşme. Yokluğu, sefaleti çeken biricik analarımızdan sadece bir tanesi. Dayısı emmisi yani ensesi kalın olsaydı çoktan Amerika'ya gidip tedavisini olurdu. Ama yok işte. Üstelik babanın patronu insaflı çıkmasa maaşıda kesilirdi. Allah razı olsun, adam maaşı kesmemiş. En azından bu olumlu olsun.
Velhasılı, uygun kemik iliği bulunana kadar, Tuğçe'in AB Rh+ kana ihtiyacı var.
O fotoğrafımı paylaşma dedi ama ben dinlemeyeceğim, şu dünya tatlısı çocuğu gören belki merhamete gelir, kanını bağışlar diye paylaşıyorum. Allah cellecelaluhu hiçbir kulunu evlat acısıyla sınamasın. Ne anlatılacak nede yaşanacak bir duygu. Allah anasına bağışlasın. ..
Annesinin bir sözü içimi çizdi, şöyle dedi :
Günde 45 tane farklı ilaç veriyor doktorlar. Yavrumun bebek kokusu yok oldu. Gözümün önünde eriyor... [emoji20] [emoji20] [emoji20] [emoji20] [emoji20] [emoji20] [emoji20] [emoji20] [emoji20] [emoji20] [emoji20] [emoji20] [emoji20] [emoji20] [emoji20] [emoji20] [emoji20] [emoji20] [emoji20] [emoji20] [emoji20] [emoji20] [emoji20] [emoji20]
İşte o dünyalar tatlısı çocuk Tuğçe...
^^^^^^^^^^^^^^^^^